Depresyon ve anksiyete çoğu durumda bir aradadır. Depresyon tanısı konan kişilerin yarısından fazlasında bir kaygı (anksiyete) bozukluğu ya da kaygı belirtileri izlenir. Depresyon ve anksiyeteyi bir arada yaşamak hem hasta için zordur, hem de teşhis ve tedavi açısından hekimin işini güçleştirir.
Depresyon hissi insanları derinden etkiler, çaresiz ve umutsuz hissettirir. Kaygı ise çoğu zaman kalpte çarpınıt, bunlamışlık hissi, kötü bir şey olacak duygusu yaşatır. Depresyon ve anksiyete tanıları bir arada ise, bu kişilerde belirtiler daha şiddetlidir, hastalık günlük yaşamı daha çok aksatır, doğru tedaviyi bulmak daha güçleşir ve intihar riski daha fazladır. Her iki sıkıntılı durumu bir arada yaşayan kişiler için öneriler şu şekilde sıralanabilir:
1. Psikoterapi almaya çalışın. Sadece ilaç içmek yeterli olmayabilir. Bazı düşünce kalıplarınızın ve kişilik özelliklerinizin değişmesi, hem şu an yaşadığınız hastalığı daha kolay atlatmanızı sağlar, hem de bundan sonra tekrar hastalanmamanız için koruyucu öneme sahiptir.
2. İlaçların etki göstermesi için sabırlı olun. Birçok antidepresan ilaç kaygı bozukluklarına da iyi gelir, yaşadığınız kaygıyı azaltır. Ancak bunun için zamana ihtiyaç vardır. Bu süre genellikle 4-6 haftadır. Ancak hekim, hangi ilacın iyi gelebileceği hakkında önemli fikre sahip olsa da, ilk ilaçta bu başarılı etkiyi yakalaa oranı %70 civarındadır. İlk ilaç işe yaramayabilir, hekiminiz sizi tekrar değerlendirerek, sizin anlattıklarınız doğrultusunda ilaç değişikliği yapacaktır. Kaygı ve depresyonu bir arada yaşamanız işleri biraz güçleştirmektedir ancak yine de başarılı tedavi ihtimali çok çok yüksektir. Sadece sabırlı olun.
3.Yaşam tarzınızda bazı değişiklikler yapın. Tedavinin olumlu etkisini pekiştirmek ve bundan sonra tekrar hastalanmaktan korunmak için bazı yaşam tarzı değişiklikleri yapmanız son derece etkili olacaktır. Sigarayı bırakmak, gevşeme ve nefes egzersizleri öğrenmek, düzenli spor yapmak, uyku ve beslenme düzeninizi korumak, sizin hayat Ikinci boyunca kendi kendinize yapacağınız koruyucu bir tedavi olacaktır.
4. Tedaviniz yolunda gitmiyor, aylar geçmesine rağmen tedavide tıkanıyorsanız, ikinci bir fikir alın. Bazı hekimler bazı belirtileri tanıma ve tedavi etme konusunda daha iyilerdir. Bazı hekimlerin başka tedaviler konusunda tecrübeleri daha fazladır. 3-6 aylık bir süre içinde hastalık belirtilerinin yatışmasında belirli bir yol kat edilemediyse bir ikinci hekimden fikir almak faydalı olabilir. Hastalarımız çoğu zaman buna ilk hekimlerinin kızacağını, alınacağını düşünürler. Ancak bu fikirlerini hekimlerini ile paylaştıklarında, çoğu defa hekimlerinin de kendilerini bu konuda desteklediğini göreceklerdir.
5. Küçük hedefler koyun ve küçük adımlara odaklanın. Gün boyunca depresyon ve anksiyete belirtileri ile boğuşmak yeterince zordur. Bunun ötesinde birşeyler başarmak ise kişiye imkansız gibi gelebilir. Doğru yönde küçük adımları başarı ile atmak, kendinize güveninizi yerine getirecektir. Gününüzü planlamak, kendinize bakmak, işlerinizi ve aile içi sorumluluklarınızı halletmek için kısa vadeli küçük planlar yapın. Sadece bir günü planlamak, ya da sadece bir işe odaklanıp onu halledince bir diğerini gündeme almak gibi.
6.Tedavi sürecinizde etkin olun, kararlara katılın, fikir belirtin. Tedavinizde hekiminiz, terapistiniz, aileniz ve siz bir ekip olarak çalışmalısınız. İhtiyaçları, eksiklikleri, size uymayan ya da zorlayan yönleri, imkanları ya da mümkün görünmeyen yönleri dile getirmelisiniz. Tedaviniz size özel dikilecek bir elbise gibi olmalıdır. Depresyon ve anksiyetenin bir arada bulunması, kişi için güç bir durumdur. Bunu ancak güçlü bir ekip aşabilir.