Bedensel Hastalıklar ve Anksiyete Bozuklukları

Anksiyete bozuklukları genelde yaygın olan bir bozukluktur ancak hastanelere bedensel belirtilerle başvuran veya yatan hastalarda da psikiyatrik bozukluklar arasında en yaygın görülenleridir.

Başta solunum sistemi, kalp damar sistemi, endokrin sistem ve gastrointestinal sistem olmak üzere, tüm organ sitemlerine ait hastalıklar, gerek endokrin, gerek beyin biyokimyasında, gerekse metabolizmada yarattıkları değişiklirler, gerekse kişinin üzerinde yarattıkları stres nedeniyle, anksiyete bozukluklarını ortaya çıkarabilirler.

Solunum sistemi hastalıkları

Solunum sistemi hastalığı olanlarda anksiyete bozuklukları özellikle panik bozukluk oldukça sık görülür. Solunum yetmezliği ve kanda düşen oksijen oranı, adeta boğulma hissi yaratarak paniği tetikler. Astımı olanlar ise genel topluma oranla daha sık biçimde yaygın anksiyete bozukluğu gösterirler. Steroid gibi solunum hastalıkları tedavisinde sıkça kullanılan ilaçlar da anksiyete bozukluklarını tetikler. Astımlı hastalarda anksiyete belirtileri varsa, astımın tedavisi güçleşir. Astımı olanların intihar girişimi oranı genel topluma göre daha fazladır.Tersinden baktığımızda da, psikiyatrik hastalarda, solunum hastalıkları daha sık izlenir.Bunun bir nedeni fazla sigara içmeleri ve özbakımlarındaki, hayat kalitelerindeki düşüşle birlikte enfeksiyonlara daha açık olmalarıdır.

Kalp-Damar sistemi hastalıkları

Yapılan tüm araştırmalar anksiyetenin kalp hastalıklarını şiddetlendirdiğini, kalp hastalıklarının da anksiyeteye yol açtığını gösterir. Bu mutlaka kırılması gereken bir kısır döngüdür. Kalp krizi sonmrasında, by-pass öncesinde neredeyse tama yakın hasta grubu psikiyatriye danışılır, kaygı giderilmesi istenir. Ölümün kıyısına kadar gitmiş bir kişi için kaygı duymak normaldir, her zaman tedavi gerekmez. ancak bazen ani gelen bir kalp krizi, daha sonrasında traavma sonrası stres hastalığı yaratabilir.

Kalp hastalıkları ile en yakın ilişki belki de panik bozukluğu arasındadır. Zira çarpıntı, terleme, göğüs ağrısı gibi belirtiler bu iki grup hastalıkta ortaktır. Farklı gelen her atakta, yeni başlayan ataklarda ve şiddetli her atakta kalp krizi yeniden değerlendirilmelidir.

Diyabet ve anksiyete

Kan şekerindeki oynamalar anksiyeteyi artırır. anksiyete de kan şekeri regülasyonunu bozar. Diyabet hastalarında anksiyete belirtileri %40 gibi oldukça yüksek oranlarda izlenir. en sık izlenen tanı, yaygın anksiyete bozukluğudur. Psikolojik stres yaratan faktörlerin önlenmesi, her iki grup hastalık için de son derece önemlidir. Hastanın diyabet tanısı alması ile artık kronik bir hastalığı olması, yaşam tarzında değişiklikler yaratması gereği, sık biçimde doktora gitme ihtiyacı olması, kullanılan ilaçlar da kişinin stresini artırmaktadır.

Anksiyete ile bedensel hastalığın bir arada bulunduğu durumlar, tıbbın son derece hassas alanlarıdır. Mutlaka iki durum birden ele alınmalıdır.