Panik Atak

Panik atak korku ve dehşete kapılma halidir. Dakikalar veya saatler boyunca sürebilir. Ani ortaya çıkar. Panik bozukluğun dışında özellikle, özgül fobilerde, sosyal fobide, obsesif kompulsif bozuklukta, travma sonrası stres bozukluğunda görülebilir.

Yazının devamı…

Sosyopatlar Aramızda: Onları Tanıyabilir misiniz?

Sosyopatlar aramızda ama bizler onları tanıma ve belirleme konusunda ne kadar uyanığız?

Ülkemizde yapılan bir araştırma yok ancak dünyada verilen oranlar her 20-25 kişiden birinin sosyopat olduğuna işaret etmektedir. Onlar kapı komşunuz, müdürünüz, öğretmeniniz, yüksek bir bürokrat, tanınmış insanlar, sokakta hergün karşılaştığınız biri olabilir.

Yazının devamı…

Aşkın Bir Biyokimyası Var

aşkın-fizyolojisi

Tarih boyunca aşk yüceltilen bir yaşantı ve değer olagelmiştir ancak nasıl aşık olduğumuza ilişkin hala çok az bilgimiz bulunmaktadır. Beynin biyokimyasal ortamı içinde yer alan yüzlerce molekülden bazılarının aşkın oluşumu ve gelişiminde, tutkuyla bir insana bağlanmada önemli olduğu tahmin edilmektedir.

Yazının devamı…

Farmakogenomik Testlerle Kişiye Özel İlaçlar Belirlenebilir mi?

ilaç

Farmakogenomik, farmakolojinin özel bir çalışma alanıdır ve ilaçların etkisini hangi genlerin değişikliğe uğratabildiğini araştırır. Günümüzde bu alandaki gelişmeler ilaçların hem farmakokinetiğine hem de farmakodinamiğine etki eden sonradan değişikliğe uğrayan genetik özellikleri ve doğrudan anne babadan aktarılan genleri bulma yolunda ilerlemektedir.

Yazının devamı…

Otizm

otizm-dustin

Otizm her 110 çoçuktan birini etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur. Erkek çocuklarda 3-4 misli daha fazla görülür. Genellikle bu bozukluk kendisini sıfır ile üç yaş arasında belli eder. Bunun sebebi beynimizin çevrede olan biteni merak etme, çevredeki nesne ve insanlarla ilgilenebilme,  ilişki kurabilme, sosyalleşme gibi becerileri ilk defa sergilediği yaşların bu döneme rastlamasıdır. Başka bir deyişle doğumdan itibaren olanı biz sonradan farkederiz. Doğum öncesi veya doğum sırasındaki biyolojik, fizik, genetik bir takım faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Tam olarak nedeni bilinmemektedir. Ne kadar erken farkedilirse o kadar erken müdahale ve yüz güldürücü sonuçlar almak mümkün olmaktadır. 

Yazının devamı…

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Uzm. Psk. Tamer N. Duman
Obsesyonlar ya kendisi ya da yol açacağı düşünülen sonuçları istenilmeyen ve kabul edilmeyen, girici ve tekrarlayıcı, tiksindirici, kişinin direnmeye ve zihninden uzaklaştırmaya çalıştığı halde kontrol edemediği, yoğun sıkıntı veren düşünce istek, duygu veya imge (zihinde canlanan hayaller) olarak tanımlanır.

Kişi bu düşünceler aklına geldiğinde yoğun kaygı, huzursuzluk yaşar ve bu düşünceyi bertaraf etmek için ve kaygıyı azaltmak için kompülsiyon olarak adlandırılan bir çeşit kalıp davranışları tekrar eder.

Yazının devamı…

Katatoni Nedir

Katatoni, motor sistemi ilgilendiren bir fenomendir. Katatoni, DSM IV’e gelinceye kadar şizofreninin bir parçası olarak görülmüştür ancak daha sonra şizofreni dışındada bazı hastalıklarda ortaya çıkabildiği anlaşılmıştır. Katatoninin en önemli belirtileri kaslarda ileri derecede katılığa bağlı balmumu arazı ve posturing dir. Katatonik hastanın verilen bir pozisyonda kalması tipiktir. Örneğin hastanın ellerini tutup kaldırdığınızda tıpkı bir balmumunu eğiyormuşçasına bir duygu hissedersiniz.

Yazının devamı…

Tedavi Edilmemiş Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Bağımlılık Riskini Artırır

DEHB görülen kişilerin, kendilerini yatıştırabilmek için alkol ve uyuşturucu maddelere, yasadışı ilaç kullanımına daha yatkın oldukları bilinir. DEHB görülen bireylerin görülmeyen bireylere kıyasla bağımlı olma olasılıkları daha fazladır. Dr.Hallowell ve Dr.Ratey’nin araştırmalarına göre DEHB Sendromu olan ve bir uzman tarafından tedavi görmeyen bireylerin %50 ye yakını bağımlı olmaktadırlar. Bu orana yemek ve takıntılı davranışlar sergileyerek semptomları yatıştıranlar dahil değildir. Sorun, bu yöntemin başlangıçta işe yarayarak, DEHB’si olan bireyi kısa vadeli de olsa yatıştırmasıdır.

Yazının devamı…